13 Mart 2013 Çarşamba

- ORGANİZE İŞLER BUNLAR - (6.Bölüm)


   Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler berber, develer tellâl iken ben ebemin beşiğini hayvan gibi sallar iken zaman su gibi akıp gider iken benim minnak taşaklıdan ne bir haber vardı ne de bir ses seda ve ben artık onun hasretine dayanamaz haldeydim bir şeyler yapmam gerekiyordu en azından facesine bakıp yüzünü görmem lazımdı gittim hemen kendime bir fake hesap açtım içine de bir sürü Trabzonsporlu çocuklar kızlar mızlar ekledim bir de bizim burada bir komşunun oğlu var onun bir sevgilisi var ama bir göreceğiniz var ya kız bildiğin adriana lima taş gibi bir şey bizim komşunun oğluna nasıl bakmış hayret ediyorum doğrusu kızın gözleri kör heralde. İşte aldım o kızın kendi facesindeki fotoğraflarını benim fake hesabıma yükledim bir de fotoğraflarımı begensinler diye facede arkadaşlığımı kabul eden sahışlara "ayy canığğm ben yeni face açtımda fotolarımı begenir misiiğğnn?" diye ergenusların yazdığı tarzda yazılar yazdım o mallar da "ilk önce sen benimkileri begen sonra ben seninkileri begenirim"yazdılar bu lafı demeseler şaşardım zaten öyle böyle fotoğraflarımı zorla begendiktirdim onlara. Sonra trabzonspor'un teknik direktörü olan Şenol Güneş'in fotoğraflarını kapak fotosu yapıp bir kaç güzel sözünü yazdım,sözlerin hiçbirinden de bir bok anlamadım birde onları begendiktirdim zorla o çocuklara.

   Aradan 2 hafta kadar bir süre geçti ekledim benim taşaklıyı.Öyle faceyi açar açmaz onu çabucak eklemedim tabi çünkü benim olduğumu hemen anlayabilek bir kapasiteye sahip o gavat.Baktım duvarına çok güzel şarkılar paylaşmış "kıyamam lağnn ben sanaa aşkitoom yeaaa" demeye kalmadan bir baktım mal kızın teki duvarına " :)  <3  minnak taşaklı ile birlikte orada burada fink atıyor" yazısını paylaşmış.O kızı alıcan böyle boş bir binanın en tepesine atıp kapıyı da üstüne kilitliyecen evin üstüne de tabela asıcaksın "beleş kerhane,baksın herkes zevkine ! " diye sonra gelen giden onu orada sikecek ! Ayy birde aynı yerde oturuyorlar off allahım yeaa napıcam ben şimdi gidip oradan bir ev kiralayıp gece gündüz minnak taşaklıyı mı gözlesem napsam aman orada da ev fiyatları hep pahalı.Ben tabi çok feci bir şekilde sinirlendim eklediğim gibi geri sildim onu faceden, sonrada o facebook hesabını da tamamen kapattım bütün emeklerimde boşa gitmişti o fake hesaba eklediğim çocuklara da fotolarımı beğenmeleri için boşuna yağcılık yapmıştım sonra boşuna onu eklemek için 2 hafta boyunca beklemiştim ve en önemlisi de boşuna ümitlenmiştim .Benim onun duvarında yorumlar yaptığım beğendiğim bağlantıları bile silmiş pislik.Sonradan neden onu sildim ki zaten fake hesaptı, benim olduğumu da bilmiyordu dedim kendi kendime dertlendim mal gibi. Ama napiyim o yazıları bir an görünce hayal kırıklığına uğramıştım beni gerçekten sevdiğini unutamadığını düşünmüştüm ve elimden gelen hiçbir şey yoktu beni unutmuştu ve benden ölesiye nefret ediyordu ben ona ne yapmıştım ki benden bu kadar nefret edecek? Hayatta insanın kendini mutlu edebilecek bir şeyler uğruna çabalaması ve bu çabanın karşılığında olumsuz sonuçlar alması kadar kötü bir şey yok.

   Gel zaman git zaman aradan 1 ay kadar bir zaman süreci geçti.Bir gün yine dershanede sınfta aynı ineklerin sabah yem beklediği gibi hocanın gelmesini bekliyoruz o arada sınıfa hiç yüzünü daha önce görmediğimiz bir adam giriverdi ama adam dediğime bakmayın sınıfa gelen sahış, aynı çocuk gibi bir yüz'e sahip çok tatlı, boyu biraz kısa, saçları siyah ve kıvırcık böyle lülürümsü bir şey sakalında da cücüğü var onu geçtim her her şeyden önemlisi esmer ! Benim kalbim normal bir şekilde küt küt atıyorken bir anda anormalleşip patır kütür atıp teklemeye başladı meğersem yeni matematik hocasıymış beynimde bir an her yeri sayılar ile  kaplı toplama,çıkartma,çarpma,bölme,karekökünü alma,bir üçgenin iç açılarının toplam dereceleri işlemleri ile dolu nevresim takımı geldi ve bizde o nevresim takımının içinde yeni matematiksel akıla ve bilime dayalı pozisyon formülleri üretiyorduk.Hiç gözümü kırpmadan ona bakıyordum sonra dikkatimi çeken bir şey oldu tahtaya yazı yazarken arada kafasını çevirip o da bana bakıyordu çünkü dikkat ediyorum sadece bana bakıyor başka hiçbir yere bakmıyor arada o lülürük kafasını kaldırıp  bakıp hemen geri tahtaya dönüyor, dedim acaba lan bu benden hoşlandı mı?  hem zaten çokta büyük biri değil yaşlarımız da uyuyor neden olmasın illa öğretmen diye birlikte olamaz mıyız yani..? Aklımdan minnak taşaklı falan hepsi uçup gitti bir an. Bütün ders boyunca ben onun suratına baktım o da benim suratıma baktı öylece gizli gizli bön bön bakıştık durduk bütün ders boyunca.

   Neyse akşam faceye girdim dershaneden kız arkadaşımla konuşuyoruz bana fake hesabından bir çocugu nasıl keklediğini ve onunla nasıl dalga geçtini anlatıyor bende gülüyorum hingilim yapıyoruz kakara kikiri falan derken dankk ! aklıma minnak taşaklım geldi lan dedim bende ekliyim benimkini zaten 1 aydan fazla oldu görmüyorum yüzünü şeklini şemalini nasıl bir varlığa benzediğini unuttum çocuğun hazır bir tane daha fake hesap bulmuşum ekliyim bari dedim hem kız da o fake hesabı taa iki sene öncesinden açmış benim olduğumu anlaması da imkansız.Ekledim ve bir girdim duvarına allahııım kör olsaydım elim kolum tutmasaydı da o duvara girmeseydim!  "minnak taşaklının ....... ile bir ilişkisi var"!! ama bu o geçen günkü boş eve atıp kapıyı da üstüne kilitleyip kerhane tabelası astığım kız değil başka bir kız.Yaa ne olursa olsun amık kız sonuçta memeleri var bızzığı var zevkten dört köşe olduracak bir motora sahip.Aklımdan kaynar sular boşaldı şoka girdim bir anda ne olduğunu bilmeden gözümden yaş geldi hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım sonra bir de annem gece o ses'e uyanmasın diye gittim banyıda ağladım kıçım dondu resmen. O kızın hemen ölüp yok olmasını istedim hatta onu kendi ellerimle öldürmek ve onu bir mezara gömmek yerine uçurumun kenarından atıp, onun her yerinin tamamen paramparça olup yok olmasını istiyordum sonra o minnak taşaklıyı düşünüyordum bunca zaman onunla birlikte yaşadığımız anıların hiç mi hatırı yoktu onun için.Hiç mi aklına gelmedi o piknikteki ilk birbirimizi görüp tanışmalarımız ben zaten o zaman ilk orada o mala vurulmuştum.İnsanlarla alay ediyordum ilk görüşte aşk yoktur o ne sikim bi laf öyle yeaa hangi mal demiş onu diye falan fakat o sözün kurbanı olmuştum.Hiç mi hiç aklına gelmemişti bayramlarda ailelerimiz toplandığın da onlar oturup sohbet ederken bizim kaş altından göz yukarısından gizli gizli bakışıp fingirdeşip gülmelerimiz.Hiç unutmuyorum 2012'nin yılbaşında benimle buluşmak için izmite gelmişti tabi o zaman çıkmıyorduk ama birbirimize deli gibi aşık olduğumuzu söyleyebilirim çünkü ikimizde gözlerimizin içine "sen benim bu hayatta başıma gelen en güzel şeysin" dermiş gibi bakıyorduk ve susuyorduk zaten bu hayat bizi hep susturmuştu hiçbir zaman iki yakamız bir araya gelmedi, belki öbür dünyada birbirimize kavuşucaktık.Ama ne olursa olsun onun kalbinde bir başkasıda olsa,her gece yatmadan önce o hayal dünyasını bir başkasıyla da düşlese,ben ileride bir yabancıya da aşkım desem ve her sabah o yabancının yüzünü görerek te uyansam,onun bir zamanlar bana dolu dolu sevgiyle bakan o certlek gözlerini bütün ömrüm boyunca asla unutmayacağım...

9 Mart 2013 Cumartesi

OKUYOM BEN YEAA (5 . BÖLÜM)

   Dershanelerden nefret eden ben o sınıfa girdikten sonra adeta 190 derece dönmüştüm her eve geldiğimde off allam ya şu akşam çabuk bitsin de hemen yatalım kalkalım sabah olsun da dershaneye gidiyim diye dualar etmeye başlamıştım araya hafta sonları girdiğinde ise bu seferde off allahım ya 3 kez yatalım kalkalım hemen sabah olsun dershaneye gidiyim diye dualar ediyordum. Ayy aman bir de beni görceniz nasıl süsleniyorum püsleniyorum sırf o çocuğun yani Nutella’nın gözüne girebilmek için oda böyle hanzonun teki hiç göründüğü gibi bir çocuk değil. İlk 1 hafta her şey süperdi tanıştık kaynaştık böyle mesajlaşmalar face de geceleri sabahlara kadar uyumayıp kikirdimeler falan çocuğun hareket ve davranışları gayet normaldi yani.Sonra ne olduysa artık bende anlamadım çocuk birden değişti böyle şımarıklıklar abuk subuk havalı havalı konuşmalar falan dedim herhalde samanı bol geldi kişniyor, yanında da gulyabaniye benzeyen kekeme bir kankası var  ama çocuk dershaneye nam salmış onu gören herkes ooo naber koçum benim, kardeşim yaa şeklinde konuşmalar yaparak çocuğun götünü kaldırıyorlar oda kendini bir bok zannediyor sanki ali ağaoğlu amk.Ne yani sonuçta oda bir insan o da bizim gibi tuvalete sıçıyor bizde tuvalete sıçıyoz,o da osuruyor biz de osuruyoruz,o da anasının bızzığından çıktı bizde anamızın bızzığından çıktık ne yani senin havan kime? Bir türlü de ona öyle davrandıklarına bir anlam veremedim. O yüzden de ona çok pis uyuz kapmıştım ve sürekli dershanede sınıfta birbirimize laf atıp didişip duruyorduk.
   
   Bir gün yine ağzımda sakız patlata patlata dershaneye geldim ben sakızı çok severim de hele sabahları çiğneyince daha da birçok zevk alıyorum çünkü otobüste herkes bana uyuz oluyor sabah sabah milletin sinirini bozmak aşırı hoşuma kaçıyor. Neyse sınıfa bir girdim herkesin sırasının üzerine yapıştırılmış resimli birer fotokopi vardı. Örneğin; işte bir tanesinin üzerinde cedrid'in dedesi var bir tanesinin üzerinde tazmanya canavarı var bir tanesinin üzerinde orada oturan kız şişko olduğu için yarmagül resmi falan vardı benimkinde de sırtlan resmi vardı ne alakaysa anlayamadım sordum sınıfa bunları kim yapıştırdı diye kimseden çıt çıkmıyor yüzleri bir karış utançlarından kıpkırmızı olmuşlar korktukları için de birşey söyleyemiyor garipler. İçlerinden bir tanesi zar zor bilmiyoruz ki dedi ama tabi herkeste bunun kimin yaptığının bariz farkındaydı o olmayan beynini siktiğiminin Nutellanın, kankası olacak gulyabanisi yapmıştı bu işi çünkü bir tek onun ve o yanındaki göttaşı olan Nutella’nın sırasında resim yoktu o salağa hemen orada “başına geleceklerden haberin yok ağzına sıçıcam senin dur sen duuuur” diye adlandırdığım bakışlarımdan bir tanesini attım ve yerime oturdum o mal kekeme de öylece bön bön suratıma baktı sonra dersin ortalarına doğru o sırasına yarmagül resmi yapıştırılan kız ağlamaya başladı zaten çok narin,saf bir kız aşırı derece de saf bir kız yani acıyorum ben ona çok zavallı kız bu şakayı kaldıramadı ağlamaya başladı.O arada ben daha da bir sinirlendim tenefüsü bile zor bekledim resmen, hele bir zil çalsın o çocuğun üzerine karete kamil gibi zıplayıp ellerimi yüzüne saplayıp o götündeki kıllarla kafasındaki kılların yerlerini değiştiricektim. Ve o beklenen an gelmişti zilin çalmasıyla birlikte ben yerimden fırlayarak ağzımda sakızımı patlatarak çocuğun karşısına geçtim ve : 


-Sen kendini ne zannediyorsun yeaa ?

-Ne zannediyor muşum ?

-Valla bi bok zannettiğin kesin de ! O olmayan beyninle ne yapmaya çalışıyorsun ne bu resimler falan insanlara bu şekilde lakap takmaya utanmıyor musun sen kekeme gulyabani ! ayriyetten bu sırtlan ne alaka yae?

-Ba-ba-ba bana bak bi-bi bir daha bana gu-gulyabani dediğini duymayayım.

-Allah allah duyarsan nolur yoksa beni a-annene mi şik-şikayet ed-ed-ed-ed-ed-ed-edersin.

-Ya kı-kızım bak sab-sabırımı zorlama !

-Senin sabrını yesinleerr. Ya olum sen var ya tam bir piçsin ibnesin senin o küçücük beynin anne karnındayken daha gelişememiş git o annene söyle seni çıktığı yere geri soksun en azından o beynin gelişir zaten bu Dünyada da sadece bir fazlalıktan ibaretsin bir boka da yaramazsın ! Şimdi o yapıştırdığın resimleri yapıştırdığın gibi geri çıkart yoksa ben seni çıktığın yere geri sokmasını bilirim !! dedim. 

   O gulyabaninin de yüzü kıpkırmızı olmuştu kekemeliği 10 kat daha artmıştı bana bir şeyler diyor ama bir türlü anlayamıyorum ama sinirden dört köşe olduğu belli bariz.Fakat ben bir yandan söyleniyorum ama bir yandan da içimden dualar ediyorum çünkü çocuk bayağı bir sinirlendi her halinden belli birazdan çakacak bana.Bütün dershane bizim sınıfa toplanmıştı hocalar da bir yandan" yeter artık kızım aaa bak yaptığın çok ayıp arkadaşının kalbini kırıyorsun ama yeter " diye mal mal şeyler geveleyip duruyorlardı sanki ana okulundaki çocuğu susturmaya çalışıyorlar gerzekler. Çocuk orada kendini Saddam Hüseyin ilan etmiş bunlar gelmiş beni susturmaya çalışıyor ama ona bir şey diyen yok. Ama ohh olsun o malı herkesin önünde rezil etmiştim bütün dershane artık onun yeni lakabını da öğrenmişti herkes ona gulyabani demeye başlamıştı.

   .Hee bu arada da benim sırama sırtlan asmasının sebebi de ben çok vahşiymişim çok sinirli asabi biriymişim ayriyetten de gözlerime çok fazla eyeliner sürdüğüm için gözlerim sırtlana benziyormuş. Gerizakalılığın da bu kadarı.Bir kere sırtlanın gözünün üstünde siyah eyeliner gibi şey yok aslanınkinde var dedim göt gibi kaldı mal.Ama benim işkencelerim daha bitmemişti elimden bu kadar çabuk kurtulamaz.Bir ders sonra hemen aşağı inip bir koşu internet cafeden gulyabani resmi çıkarttırıp sırasına astım bir bokta diyemedi mal bizim ona yaptığımızın aynısını bende ona yaptımıştım. Öğle tatilinden sonra sınıfa bir girdim onun sırasına astığım gulyabani resmi ile onun bizim sıralarımıza astığı bütün resimlerin hepsini toplayıp çöpe atmış gerizekalı.Yaa canım öyle indiririm işte o kalkmış götünü.Hee bu arada da dershanenin yeni ağası ben olmuştum o gulyabaniye selam verip götünü kalkdıranlar şimdi bana selam veriyolardı bende “ eğilin köpekler,bundan sonra yalnızca bana itaat edeceksiniz” dermişcesine dershanede memelerimi hoplata hoplata yürüyordum. OuffKahretsin havam batsın !







4 Mart 2013 Pazartesi

DERSHANE BANA TERS ANNE ! (4. BÖLÜM)

   Dershane,akrabamızın dershanesi olduğu için babam yurt dışından bile bir telefonla rahatça beni oraya kaydetmeyi başarmış.Amma velakin insan bir sorar dimi kızına seni dershaneye yazdırıyorum istiyor musun kızım diye.Eğer öyle bir soru sorsaydı benim cevabım hali hazırdaydı zaten. "Ay baba şuan meşgulüm biraz depresyona girdimde çıkınca ben bir düşünür sana alo derim" diyecektim. O öyle pat diye bir anda seni dershaneye yazdırdım deyince sanki ; "kızım senin bilmediğin bir kardeşin daha var" dermiş gibi hissettim götümden vurulmuşa döndüm resmen. Off Allam ya sırası mıydı yani şimdi dershanenin ben evimde gayet mutlu mesut evdeki yabancı cisimleri tanıyarak yaşıyordum.

   Üniversite sınavında iyi bir puan elde edememiştim çünkü sınav zamanında staj yaptığım için derslere pek çalışma imkanı bulamıyordum. Ya zaten öyle bir imkanım olsa bile çalışmazdım yani ne o öyle ya okulda matematik sınavının olmasına 1 hafta kala, o 1 haftanın içinde de matematik kitabının hepsini yalamış yutmuş bütün formülleri de iyice beynine monta etmiş, sınavda da kağıdın da bir nokta koyacak kadar bile boş yer bırakmamış, kopya vermemeyi de kendine hayat felsefesi edinmiş inek embesiller gibi okuyupta einstein olacak sanki. Ayy hepsinin alayını sikmek istiyordum var ya artık sokağa çıkıp "biri siksin la şunları ! "diye haykırasım geliyordu. Ya kızım o kadar çalışmıssın bize de göstersen bir sorucuk ne olurdu? mübarek hep kendilerine müslümanlardı. Sınav sırası zamanında önümde sağımda solumda ne kadar inek oturuyorsa ilk başta onlardan nazikçe kopya çekiyordum eğer kopya vermezlerse hoca arkasını döndüğü an saçlarından tutup kafalarını masa ile birleştiriyordum ama yinede bana mısın demiyorlardı hepside aynıydı bir tanesi bile kopya vermiyordu. Artık onların özel bir "inek" derneği mensubu olduklarını ve her sınav zamanlarından önce o dernekte buluşup inekler konseyi toplantısı yapıp topluca kimseye kopya vermeme kararı aldıklarını falan düşünüyordum. Bir de ben kız meslek lisesinde okudum böyle her yer memeli insan kaynıyordu okulun hademesi bile memeliydi o derece yani etrafta bir tane bile erkek göremediğim için her gün okula gitmekten nefret ediyordum sırf bu yüzden de o sinirin etkisiyle ben hep ineklerden hıncımı alıyordum onları dövüyordum böyle kollarını mollarını mıncırıyordum kantin de onların sırasını kapıyordum merdivenlerden onları itekleyerek geçiyordum falan. Neyse akşam annem eve geldiğinde dershaneye gitmemek konusunda babamla konuşması için ona yalvardım fakat meğersem annemde bu haince planın içindeymiş ikisi bir bu ortak kararı alıp bana haince tuzak kurmuşlar. O kadar ayaklarına kapandım annemin yapmayın etmeyin noğğlurr lütfeğğnn beni kendi doğal vahşi yaşamıma salın diye ama Nuh dedi peygamber demedi karı.

   Ya dershane bana göre bir ortam değil bir kere. Her yerde elinde test kitaplarıyla "hocam" kelimesini ağzından düşürmeyen hocasının gözünde kendini numberone zanneden mallarla dolu bir binanın içinde ben o kadar inekle aynı ortamda bulunamam bu benim fizik kurallarıma bile aykırı bee! İki gün sonra benim dersler başlayacaktı ve ben daha dershanenin nerede olduğunu bile bilmiyordum onu geçtim dershanenin adının ne olduğu konusunda bile hiçbir fikrim yoktu zaten de siklemiyordum. İki gün sonra babam aradı dershanenin adını ve adresini verdi.Yapacak bir şey yoktu kurbanda kesilecek kurbanlıklar gibi boynumu eğdim ve paşa paşa gittim dershaneye kayıt mürosunda sapık birine benzeyen bi adam vardı zaten tipide aynı tecavüzcü çoşkuna benziyordu kesin akrabası falan.Neyse gittim yanına "merhaba ben…" demeden aa sen o kızsın dimi geldin demek merhaba hoşgeldin ben ahmethaşimoğullarından deli bedri vs.vs.. beni sınıfıma götürene kadar merdivenlerde salak salak sorular sorarak beynimi sikti resmen.Adamın sorduğu şorulardan bir tanesi de "babanız eve kaç haftada bir geliyor?" Sanane amık kaç hafta da bir geliyorsa gelir napıcaksın eve hoşgeldin partisi mi düzenleyeceksin hey allaam ya. Sınıfa bir girdik aboow fiş aneyy !! oda ney? ben sınıfta karşımda böyle ders çalışmaktan zayıflamış yanakları içine çökmüş gözleri yuvalarından dışarı fırtlamış ayıp yeri deliğinin kemiği bile dışarı pörtlemiş,yüzü sivilcelerden gözükmeyen, saçları dökülmüş,sınav streslerinin onlara verdiği yıpratıcı heyecan yüzünden ellerinin kenarlarının bir kısmı tamamen yok olmuş bir grup inek beklerken;elleri kolları dövmeli kulağında 5 tane birden küpe olan daha benim bile kulağımda o kadar delik yok saçlar o biçim sanki biskolata reklamlarından fırlamış gibi insana benzeyen ama taşakları olan melekler çıktı karşıma.
   
   Sınıfa girdiğimizde derste oldukları için hoca da vardı ve sürekli bana "hoşgeldin,nereden geldin?,adınız ney? v.b" sorular soruyordu fakat onun sesi bana uzaktan duyduğum ama nerede olduğunu bir türlü anlayamadığım arı vızırtısı gibi geliyordu çünkü sonda çaprazda oturan bir tane çocuk vardı kasları mübarek 300 voltluk  1120 beygir motor gücündeydi birde çocuk esmerdi hatta kapkaraydı desem yeridir çocuk bildiğin Nutella gibiydi yani. Sarışın erkeklerden nefret ediyorum hele o Türkiye'deki bütün ergenusların ona neredeyse tapıp faceler de bilmem nerelerde fotoğraflarını koyduğu, her gün magazin programlarında "genç kızların sevgilisi" başlığı adı altında boy gösterdiği Kıvanç Tatlıtuğ dan tiksiniyorum zaten ona da söyledim her şeyi açık açık bu ilişki bu şekilde yürümez seni ilerideki doğacak olan çocuklarımın babası olarak hayal edemiyorum bir daha beni arama rahatsız etme hem ben helal süt emmiş bakire bir kızım öyle her gün ünlü sevgilisinin yanında bilerek magazinlere yakalanmak isteyen sürtük orospu karılar gibi "çekmeyin yağğ biz sadece arkadaşığğzz " ayakları yapamam dedim siktiri çektim sonuçta benimde bir ailem var.Sarı çiyan nolucak. Ama benim Nutella’m öylemi? O nasıl bir tatlılıktır öyle yeaa resmen çocugu böyle içime sokup "gel yavrum senin yerin de yurdun da ana vatanın da burasıdır gel il-ilçe sınırın olayım çiz beni" diye çocuğun üzerine atlayacaktım.Tabi ben o esnada hemen hayallere daldım. Ben onun o şehvetli kaslı vücudundan bal döküp yalıyordum oda bana Ooo yeaa baby gibi şeyler söyleyip kendinden geçiyordu bayağı bildiğin sexi, ateşli fantaziler içerisinde yanıp tutuşuyorduk ta ki hocanın bana "kızım beni duyuyor musun? "sorusunu duyana kadar o pis, kancık karı hayallerimin içine sıçmıştı tamda en önemli heyecanlı yerine gelmiştik bir de coğrafya hocasıymış o karıyı alacan böyle İstanbul köprüsün tam ortasında becericen hem Asya kıtası,hem de Avrupa kıtası izleyecek !!