O pis kırmızımsı kahverengi kılları ve uzun kolları
olan hatta nesli tükenmekte olduğu için doğadaki her önüne gelen canlıyla
çiftleşmeye çalışan orangutan kılıklı sevgilimden yani nağmıdiğer eski
sevgilimden ayrıldıktan sonra ben adeta insanlıktan çıkmıştım sadece yemek
yiyor ve tuvalet ihtiyacımı gideriyordum sanki sadece bunları yapmak için bu Dünya'ya
gelmiştim.Odam dan hiç çıkmıyordum her gün annemin sakinleştirici haplarından
içip deliksiz uyuyordum.Uykunun etkisi geçip uyandığımda da sadece bön bön
tavana bakıp minnak taşaklımın gözlerini düşünüp onunla geçirdiğim o güzel
günleri hatırlıyordum.Tekrardan uyumak için ve o ayrılık acısının kalbimi daha
fazla yıpratıp canımı yakmaması için o haplardan bir tane daha içiyordum.Banyo
kelimesinin anlamını nasıl ve nerede yapıldığını unutmuştum elimden hiç düşürmediğim
telefonumun kaç haftalardır nerede olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu çünkü
artık o mesaj atmıyordu bu yüzden onu kullanma ihtiyacı duymuyordum.Annem ara
sıra odama gelip bana bir şey sorduğunda ona cevap olarak ya kafa sallıyordum
ya da sadece "cık" diyordum.Benim bu durumda olduğumdan babamın işi
gereği sürekli yurtdışına çıktığı için ve evde olmadığı için,ağabeyimin şehir dışında
üniversite okuduğu için, annemin de bir hayır kurumunun üyesi olduğu için ve
sürekli toplantılara, gezilere gittiği için kimsenin haberi yoktu.Ben kimsenin
umurunda değildim,kimsede benim umurum da değildi.Zaten çocukluğumdan beridir
ben kendimi bildim bileli kimse benimle ilgilenmezdi her işimi kendim görürdüm
kimse bana çiş yapmayı kaka yapmayı yada elimden tutup yürütmeyi, karşıma geçip
anne, baba gibi güzel kelimeleri heceleterek söyletmeyi öğretmemişti.
İlk başta bu ayrılma olayı dışarıdan bakıldığı
gibi basit bir hal alsa da, aslında olay sanıldığı kadar basit değildi.Her şey
gayet ciddiydi beni aramıyor,sormuyor,konuşmuyordu.Eğer ben onu aramaya kalksam
biliyorum telefonlarımı açmayacaktı çünkü bana çok sinirliydi pis,gerizekalı,
aptal,salak,manyak,eğğkh,çiş,kaka,bok biz sanki sinirli değiliz.Acaba dedim
arabaya atlayıp evine mi gitsem hem adresi de biliyorum bir keresinde onlara
oturmaya gitmiştik o ayrı bir mevzu zaten ama o zaman da o armut kafasını
kapıya yapıştırıp "kim o?" dediğinde sorunun cevabı karşısında benim
sesimin olduğunu anlayınca da kapıyı açmaz, gururumu düşünerekten daha kötü
olurum diye bu fikirden de vazgeçtim zaten de İstanbul’un trafiği çekilmez
şimdi sabah binsem otobüse akşama anca orada olurum.Ne yapacağım konusunda
hiçbir fikrim yoktu ilerde onunla birliktelik hayalleri kurduğum adam
hayatımdan bir anda yok olup gitmişti ve hayallerimi de kendisiyle birlikte yok
etmişti. Onunla kıyafet dolabımızı birlikte kullanacaktık, televizyon kumandası
için küçük tatlı kavgalar edecektik tabiki de o mal Trabzonspor'un maçını izlemek
isteyecekti bende sexi ateşli şehvetli ihtiras dolu brezilya dizilerimi izlemek
isteyecektim ve elindeki kumandayı almaya çalışacaktım o da tam o sırada
manevra yaparak benim belimden tutup üstüme çıkacaktı sonra bir anda sevişip
yiyişmeye başlayacaktık sonra da hoooop yatak odasına…Daha sonra o kabız
olacaktı ben ishal olacaktım birlikte tuvalet sırası kavgaları yapacaktık ve en
önemlisi de aynı yastığa baş koyacaktık gerçi ben çok deli depelek yattığım
için kafam o yatak da bile olmazdı ama neyse zaten hayallerim artık
gerçekleşmeyecekti sonuçta çocuk bana siktiri çekmişti.Kimseye derdimi de
anlatamıyordum. Yaşadığım olayları arkadaşlarıma anlatsam hepsi bir ağızdan Las
Vegas orospuları gibi ağızlarını gevşete gevşete o klasik cevabı vereceklerdi;
"geçeerr yaağğ üzülme gerçekten seni seviyorsa geri döneğğr barışırsınığz."diyeceklerdi
sanki ayrılık acısını çok biliyorlarmış gibi.Eğer kendimden 2 yaş büyük üstü
grubu olan arkadaşlarıma anlatsaydım onlarda"ayy senin yaşında bizde
böyleydik canım ya ergenlik dönemi geçer bunu da unutursun bende senin gibiyken
bla..bla..bla..." diyeceklerdi sanki kendileri çok büyükmüş gibi. Eğer
anneme dökseydim içimi….sahi lan annem nerde benim !? Nerdeyse 1 ay boyunca
hayatım aynen bu şekil devam etti dünyadan bir haberdim.
Bir gün
nasıl olduysa elim leptopa gitti dedim bir faceme bakiyim fakat face şifemi
unutmuşum giremiyorum o arada telefonum aklıma geldi bu seferde telefonumu
bulamıyorum telefonu aramak için odamdan dışarı bir çıktım ama var ya sanki
hani böyle korku filmlerinde olur ya seri katillerin ellerinden kaçmayı başaran
kurbanlar film sonunda duygusal bir müzik eşliğinde ulaşmak istedikleri yere
ulaşırlar tam o esnada da ekranı böyle yavaş yavaş beyaz sis kaplar sonra her yer
bembeyaz olur heh işte benim hissettiğimde aynen o şekildi odamın kapısını
açmamla birlikte sanki her yer bembeyaz oldu bir an kendimi ermiş sandım noluyo
amık bana diye şaşkın şaşkın etrafa bakınmaya başladım evdeki odaların
yerlerini bile unutmuşum asalaklar gibi evin içinde dolanmaya başladım güya
telefon arıyorum ama aklımdan geçenler aynen şu şekilde;
-Bu
televizyon burada mıydı lan ?
-Anaa biz
yeni koltuk takımımı aldık?
-Bu sehpa
nereden çıktı?
-Bizim evde
insan yaşıyor muydu ki?
Yani
utanmasam kimim ben?,neredeyim?,varlık var mıdır?,varlığın ana maddesi
nedir?,evren var mıdır?, evren nasıl oluşmuştur?,gerçek bilgiye ulaşılabilinir
mi?,beni bu dünya'ya leylekler mi getirdi yoksa anamın bızzığından mı çıktım?
diye felsefecilerin beyin moduna giriyordum az daha. Hayatta şu felsefecilere
uyuz olduğum kadar kimseye uyuz olmuyorum. Ya adam derste gelmiş bana
"Tanrı var mıdır?" diye soruyor. Sen bir git 31 çekte sonra gusül
abdesti almadan Kur-anı al bakiyim eline alabiliyon mu çarpılıyon mu
çarpılmıyon mu o zaman anlarsın işte tanrı var mıdır yok mudur vallaha götünle
ağzın yer değiştirir mal beyinli seni! Neyse baktım telefon orada sehpanın
üzerinde elime aldım yeminle hani böyle kitaplıkların en üstlerine ansiklopedileri
dizersiniz sonra onları siklemezsiniz de 4-5 sene yüzüne bakmazsınız da bir gün
temizlik yapmaya karar verdiğinizde onları silerken tozdan göz gözü bir bok
görmez ya aynen öyleydi benim telefonumda üstünde resmen artık 1 karış mı
desem,5 karış mı desem toz vardı onu şöyle gelişi bir güzel üstüme sürdüm
sıvazladım bir baktım 62 yeni mesaj 50 cevapsız arama !! Hemen bir heyecanla
ellerim titreye titreye açtım mesajları baktım gavat mesaj atmış mı diye, hayır
tabiki de atmamış neden heyecanlandıysam çocuk beni çoktan unutmuş siklemiyo
ben hala daha o mesaj atmış mı o aramış mı derdindedim.50 cevapsız aramanın
%20'side babamdan. Annem toplantıda olup telefonları açmadığı zaman hooop direk
otomatik. olarak bana bağlanıyor herif Telefon rehberindeki ilk insan annem
ondan sonraki de ben! Ya kadın toplantıda işte açamamış telefonunu sonra seni
geri arayacak niye tekrardan beni arıyorsun ki? Hayır onu geçtim her aradığında
dejavu yaşıyorum resmen ya her seferinde o aynı soruları soruyor ben de aynı
cevapları veriyorum :
-Kızım
annen nerede?
-Evde yok
toplantıdadır baba?
-Nerede
annen?
-Toplantıdadır
baba.
-Neden
açmıyor telefonlarımı?
-Toplantıdadır
baba.
-Kızım
annen neden benimle sevişmiyor?
-Toplantıdadır
baba!
Kendimi o
söze o kadar çok kaptırmışım ki bir keresinde eve postacı geldi "anneniz
?" dedi. "toplantıdadır baba" dedim koskoca adama sonradan da
zor toparladım durumu. Bir gün beni yine babam aradı ve bana "kızım seni
dershaneye yazdırdım" dedi ve işte o an benim ona ilk defa cevap
veremediğim andı..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder