4 Nisan 2013 Perşembe

BİZİM EVDE TUVALET BOZUK GENELDE ANNEM AĞZIMA SIÇAR ! (7. bölüm)

   Ben tabi gene depresyon moduma girdim 1-2 hafta boyunca dershaneye de gitmedim annem her gece odama gelip beynimi sikiyordu "dershaneye bugün de gitmemişsin beni gene aradılar,bıktım senin şu serseriliklerinden yeter artık adam gibi okuyacaksan oku" diye.Ben ise onu hiç tınlamıyordum "off taam anne yeaa her gece aynı şeyi söylemekten bıkmadın mı? hadi bak saat kaç olmuş git yat uyu elbet giderim bir gün,dershane kaçmıyor ya !" diyerek annemi iyice çileden çıkartıyordum oda benim kafama terliğini atmamak için zor sabrediyordu.Ya bir de benim annemin terlikleri böyle 10 cm boyunda oluyor onu bana bir attığını düşünsenize lan beynim paramparça olur gözlerim yerinden fırtlar memelerim patlar yemin ederim, resmen annemi çıldırtarak kendi ölüm fermanımı yazıyorum. Annem odamdan dışarı çıktığında da hemen odamın kapısını kilitliyorum ki belki vazgeçer de şeytana uyar beni o topuklu terlikleriyle öldürmek ister falan diye.Aslında benim annem her şeyimdir anneden çok bana bir arkadaş yoldaş gibidir onunla her şeyimi hiç utanmadan sıkılmadan paylaşırım evde olursa tabi ama annemle aramda ona karşı bir türlü silip atamadığım bir kalp kırıklılığım var ne zaman annemle karşı karşıya gelsem nedenini bir türlü anlayamadığım o olayla yüz yüze geliyorum.

   Ben daha 8 yaşındaydım o zamanlar.Hani "aliye" dizisi vardı ya bir aralar çok modaydı herkes onu izliyordu bende o dizinin hastasıydım.Onun ilk bölümünün yayınlandığı gündü çok iyi hatırlıyorum.Annem beni ilk defa nedenini anlamadığım bir şekilde dövmüştü benim bir tanecik yere göğe sığdıramadığım melek annem; bir anda adeta canı kana susamış canavara dönüşmüştü.Beni o kadar çok dövmüştü ki ağzımdan burnumdan kan geldiğini hatırlıyorum, ona karşı küçük ve savunmasızdım ondan korktuğum için kaçmaya çalışıyordum binicik abimin arkasına saklanma çabaları içerisindeydim yazık garibim oda daha küçüktü ve şoka girmişti şaşkın bakışlar içerisinde beni korumak için bir şeyler yapmaya çalışıyordu ama ne yapsa nafile annem biraz daha bana vursa neredeyse öldürecekti. Beni bir pislik mişim gibi yerden yere savurduktan sonra da odaya kilitlemişti.Ben olayın şoku içerisindeydim ve çok korkuyordum hatta korkudan oda da altıma işemiştim bildiğin oda ya çövdürdüm. Her yerim sanki kırbaçlan mışım gibi mosmordu ve ağzımdan burnumdan kan geliyordu hayatımda ilk defa o kadar çok kanı bir arada görmüştüm tir tir titriyordum canım çok yanıyordu ne yapacağımı bilmiyordum çok çaresizdim annemin niçin bana bir anda bu kadar çok vurduğunu kötü davrandığını bir türlü anlayamıyordum sinirimden odadaki bütün eşyaları kırdım parçaladım odayı darmadağın tanınmaz bir hale getirdikten sonra da bir yastık alarak betona yattım ve sol elimin baş parmağını emmeye başladım.

   Ben bebekken parmak emiyordum öyle emziğim falan yoktu. Bebekken benim her şeyim sol elimin baş parmağıydı onu çok seviyordum en yakın arkadaşım oydu sevincimi,hüznümü,korkumu her bir şeyimi onunla paylaşıyordum. Sanki o parmağımın içinden bal akıyordu ve beni tamamen sakinleştiririp dünyanın en mutlu huzurlu insanı yapıyordu ona bir şey olacak diye ödüm kopuyordu bir keresinde kapıya sıkışmıştı onun için bütün gece uyuyamayıp ağladığımı hatırlıyorum ama sanmayın ki canımın yandığı için ağlıyorum.Ağlamamın nedeni canım yandığı için falan değil baş parmağım kapıya sıkıştığı içindi neden işaret parmağım değilde yada neden orta parmağım değilde baş parmağım sıkışmıştı o lanet olasıca kapıya!! diye ağlıyordum.

   Annemin bana uyguladığı çin işkencesinin hala daha etkisi altındaydım tir tir titrediğim için yattığım betona kemiklerim vurup tak,tak diye ses çıkartıyordu kalbimin atışını kulaklarımda hissedebiliyordum artık çok yorulmuştum bünyem iyice zayıf düşmüştü ve gözlerim yavaş yavaş ağırlaşmaya başlamıştı tam uykuya dalarken kapıdan "tık" diye bir sesin gelmesiyle irkildim sanırım annem kapımın kilidini açmıştı.Hemen bir şeyler yapmam lazımdı ayağa kalkmak istiyordum fakat cılız yorgun ayaklarımla ayakta doğru düzgün duramıyordum bile yavaş yavaş kapıya doğru ilerledim ellerim titrek bir şekilde kapının kolunu tuttum, annemle karşı karşıya gelmekten ve o yaşadığım çin işkencesini tekrar yaşayacağım korkusuyla kapının arasından yokladım annem orada mı değil mi diye birde baktım ağabeyim orada kapının kenarında öylece bana bakıyor "korkma annem sakinleşti daha sana bir şey yapmaz hadi gel" deyip gözümün yaşını siliyordu bense ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Üstüm başım kan içinde olduğu için banyoya gitmem gerekiyordu. Ağabeyim de elinde mendil ile burnumdaki kanla karışık sümüklerimi silmekle meşguldü.Ağabeyim burnumu iyice temizledikten sonra hemen minik ayaklarımla pıt pıt koşarak hoopp attım hemen kendimi banyoya ellerim kan içindeydi ürkek bakışlarla ellerime bakıp onları yıkarken de bir yandan da gözüm kapıdaydı içimden "allahım ne olur annemle karşılaş mıyım,ne olur onu gör miyim" diye dualar ediyordum çünkü onu bir anda görürsem her an korkudan bayılabilirdim.Ayaklarım hala daha o kadar çok titriyordu ki kayıp düşmemek için önüme gelen bütün duvar kalebodurlarından tutunmaya çalışıyordum. Bıcı bıcımı yaptıktan sonra geçtim aynanın karsısına uzun uzun baktım kendime dudaklarım patlamış ,gözlerim şişmiş ve kafamın içinden bir kafa daha çıkmıştı.Bilim adamları bile yapmaya çalışsa yapamaz yani öyle bir kafa.Annem nasıl şişirmisse artık o kafayı davul gibi olmuş. Sonra karnım guruldamaya başladı o kadar çok gurulduyo ki sanırsın Hayko Cepkin karnımda konser veriyor. O zamanlar çizgi film olarak izlediğim Jetgillerden esinlenerek hemen uçarak gittim mutfağa ekmek arası yapıp yemeye başladım.Yaptığım ekmek boyumdan büyüktü ve benden iriydi ekmeği o kadar büyük yapmışım ki ellerim onu tutmaya yetmiyor, ve ekmek ağzıma sığmıyordu. O sırada da fragmanını haftalar boyu beklediğim "aliye" dizisi başlıyordu ve annem şuan o adanın içinde onu izliyordu. Bense onu izlemek için can atıyordum Allahtan tek istediğim annemden korkmadan içeriye bir spaydırmen edasıyla girip hiç bir şey olmamış gibi o filmi izlemekti ve başardım içeriye elimde boyum kadar ekmeğimle girerek annemin önüne oturdum ve onun yüzüne bile hiç bakmadım .

   Bir süre sonra annem bana "iyi misin" dedi hiç cevap vermedim.Birde utanmadan soruyor iyi misin diye orada ağzıma sıçmıssın hayatım boyunca unutamayacağım bir an yaşatmıssın bana daha nasıl iyi olabilirim ki ben ! Film bittiğinde arkamı dönerek onun gözlerinin içine içine iyice baktım ve:


-Anne ben ne yaptım sana neden bana o kadar çok vurdun ki ?  dedim.

Bekledim cevap vermedi sonra tekrardan:

-Ama benim canım çok acıdı çok korktum bir daha beni dövmek istersen suratıma vurma olur mu aynaya bakarak kendimden nefret etmek istemiyorum. dedim.

   Baktım annem biraz duygulandı "bir daha sana vurmayacağım,özür dilerim kızım."dedi ve öptü beni.Aynı Türk filmlerindeki senaryolar gibiydik lan çok duygusaldı.Fakat her şey bana çok anlamsız geliyordu bir kere neden dayak yediğimi bile bilmiyordum. Tamam ben yaramaz bir kızım kabul ediyorum annemi kızdıracak bir şey de yapmış olabilirim ama hiçbir çocuk yaptığı yaramazlık karşısında bu şekilde cezalandırılmamalı.

  Ben bu olaydan çok büyük bir hayat dersi aldım ileride bir çocuğum olursa ona asla vurmayacağım çünkü ben annesine ve babasına sevgi dolu gözlerle bakan bir evlat istiyorum.Çocuğum beni gördüğü zaman kötü bir olay aklına gelip üzülmesin hiçbir zaman annem veya babam bana böyle böyle yapmıştı deyip yüzünü soldurmasın bizi hep iyi anılarla ansın istiyorum.

  Ben 18 yaşıma geldim ve hala annemle karşı karşıya geldiğimde bu olay aklıma geliyor ve o acıyı hala daha iliklerime kadar hissedebiliyorum. Bazen bu konuyu açıyorum anne diyorum sen o gün bana neden vurmuştun ki diyorum,o da her zaman bana aynı klasik belirtisiz nesne olan cevabı veriyor, "bilmem yapmıssındır gene bir yaramazlık" diyor.Bu cevap beni hiçbir zaman tatmin etmedi ve etmeyecekte. Ona bu soruyu soruyordum çünkü cevabını o da bilmiyordu ve yaptığı yanlışın da farkındaydı ama yaptığı yanlışın benim kalbimde büyük derin yaralar oluşturduğunun farkında değildi.Fakat ne olursa olsun gene de ben onu çok seviyorum.O kadın benim hayatta örnek alabileceğim tek insan, o hayata güçlük ile dört kolla sarılan güçlü bir kadın.Her zaman bana destek çıkan, korktuğum da beni sarıp sarmalayan, her zaman yanımda olduğunu bildiğim canım annem.Benim mutlu olabilmem için canını feda edebilecek tek insan.Onu o kadar çok seviyorum ki her ne olursa olsun onu sevmekten vazgeçmeyeceğim... 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder