-Al bee yemedik telefonunu benden rahatsız oluyorsan düzgün bir şekilde söyleyebilirsin taam mı bende bir insanım sonuçta bağırmana gerek yok. Hiç bir dünya malı bir insanın kalbinden daha değerli değildir dedi ve çantasını alıp sınıftan çıktı biraz da gözleri dolmuştu duygulanmıştı.
Sanırım kız haklıydı "hiçbir dünya malı bir insanın kalbinden daha değerli değildir.." bütün sınıf ona gülerken ben;onun söylediği sözü düşünüyordum çünkü çok doğru birşey söylemişti.Zaten sonradan da kendi kendime söylendim sonuçta altı üstü bir telefon yani götümüze sokmuyor ya !Neyse onu gördüğüm ilk anda özür dilemem gerekicek sanırım.Yani en sevmediğim şeyi yapıcam..
Öğle
tatiline girmiştik sınıftan kızlarla söylemesi ayıp falan değil isteyen gidip
alabilir o kadar da pahalı bişey değil çiğ köfteeğğğğ sipariş ettik fakat bir
türlü gelmek bilmedi bekle babam bekle,bekle babam bekle iyice canımız sıkıldı
açtık telefondan son ses bir gangnam stayle başladık sınıfın ortasında at gibi
zıplamaya hem zıplıyoruz hemde kişniyoruz. Dünyada ne kadar yapılmayan mal
hareketler varsa hepsini yapıyorduk o arada ben sikilmiş tavuk edasıyla arkamı
bir döndüm anaammm bir ne göreyim bilinmeyenli x,y! Tam arkamızda
dikilmiş,bizim yaptığımız hareketler karşısında şaşkınlığa uğradığı için
gözlerini sonuna kadar açmış bize bakıyor.Bu arada bilinmeyenli x,y bizim
dershaneye yeni gelen,derste gizli gizli bakışıp fingirdediğimiz matematik
hocası.Derslerde durmadan sorularında bilinmeyenli x,y'leri sorup bizim
sabrımızı zorladığı için ben ona bilinmeyenli x,y diyorum.Meğersem bu yaklaşık
15-20 dk'dır sinsice kapının oradan bizi izliyormuş.Ama ben bir utandım varya
anlatamam kıp kırmızı oldum yer yarılsaydı da içine girseydim yada o arada kalp
krizi geçirip bir anda beyin ölümümü gerçekleştirip hık diye gitseydim de beni
o vaziyette görmeyeseydi yada ne bileyim o an deprem falan olsaydı bütün bina
başımıza yıkılsaydı ama bana birşey olmasaydı çünkü öyle birşey olursa annemle
babam çok üzülür ya da yok yeaaa onlar evde bile olmazlar benim göçük altında
kalıp öldüğümden ancak 1-2 ay sonra falan haberleri olurdu.
Tabi benim
ile birlikte kızlar da hocanın orada dikilip dakikalarca bizi izlediğinin yeni
farkını varmıştı ve onlarda aynı benim hissettiklermi hissediyorlardı
"hocam yeağğ orada olduğunuzu neden sölemediniz kiiiee" şeklinde
konuşmalar yaparak utançlarını gizlemeye çalışıyorlardı.Sınıfta en azgın
şekilde atlayıp sağa sola koşuşturup deli deli sesler çıkaran ben olduğum için
bilinmeyenli x,y bana doğru yaklaştı tam karşıma geçti ve gülerek hatta kahkara
atarak :
-Ahahaha
sen insan mısın ya? dedi.
Bunu
benimle dalgamı geçtiği için mi? yoksa sadece sevgi cümlesi olarak mı söyledi
bir türlü anlam veremiyordum utancımdan adamın yüzüne bile bakamıyorum ne
diyeceğimi de bilemediğimden ona karşı hiç birşey söyleyemiyorum bana ne dese
haklı çünkü azgın teke gibi zıplıyordum neticede sınıfın ortasında.Dişlerim ile
dudağımın bir kısmını ısırarak sanki yaramazlık yapmışta annesine söyleyemediği
için köşeye sıkışmış bir çocuk edasıyla yere bakarak ellerimi
ovuşturuyordum.Sonra yanımdaki kız arkadaşıma dönerek; "az önceki o müziği
bir daha açsana."dedi ve elindeki içi sanki formüllerle değil de bana göre
ibranice yazılar ile dolu olduğunu sandığım matematik kitaplarını bir köşeye
bıraktı sonrasında ise bana bakarak :
-Gangnam
style bir kere o şekilde değil bu şekilde oynanır.diyerek sınıfın ortasında oda
bizim gibi at koşturmaya başladı.Allahııııımmmmm o nasıl bir tatlılıktır öyle
yaa onun o lülürük saçlarını alır, kıvırcık diye salataya doğrar yerim lan ben
onuuuu.Aşkım benim ya sırf ben o kadar utandım diye oda bizim gibi oynamaya
başladı sonra bende dayanamadım başladım onunla birlikte zıplamaya ama o kadar
çok zıplıyoruz ki biraz daha zıplasak kafamız tavana değer yani o derece
zıplarken birbirimizin kollarına vurup şakalaşıyoruz kahkahalar atıyoruz falan
zil çalana kadar hayvan gibi zıpladık durduk kahkahalar atarak adeta
kendimizden geçiyorduk ona içimdeki sevdim bin kat daha artmıştı.Bu arada da
bizim çiğ köfteler hala daha gelmemişti fakat bu kimin umrundaydı ki? Herkes
mutluluğun tadını zaten yeterince çıkartıyordu.Beni ise onun o gülüşü zaten
yeterince doyurmuştu.
Dersler
bittikten sonra ben etüte kalmaya karar verdim. Bizim dershane de etütler en
geç akşam saat 7 de bitiyor hocayla birebir böyle bön bön bakışarak ders
çalışıyorsun ya da bir sınıfa giderek kendi kendine test çözüyorsun falan.Bende
biraz test çözüyüm de ineklik bağlarımı güçlendireyim dedim gittim oturdum bir
sınıfa yanıma da kendini sempatik jön Türk sanan çocuklar geliyor benimle mal
mal konuşmalar yaparak tanışmaya falan çalışıyorlar bende
hee,hıı,evet,bende,gerçekten mi,hadi canım! konuşmaları yaparak onları daha da
bir çoşturuyorum sonra da içimden "allahın okuzü tipe bak haha mal" diye
konuşmalar yaparak onlarla vakit geçsin diye kendi çapımda eğleniyorum çünkü
test çözerken canım çok sıkılıyor mesela bir soru okuyorum 5 tane yatının 5’şide
bana mantıklı geliyor sonra başlıyorum o piti piti yapmaya.Öyle böyle derken
saat 7 ye geldi ve herkes dershaneyi boşaltı bizim sınıfta da kimsecikler
kalmadı jön Türkler de gitti zaten.Baktım biri sınıfların lambalarını tek tek
söndürerek geliyor dedim artık dershane kapanıyor biri bana tekmeyi vurmadan
ben kendi kendime gideyim.Hazırlandım ve kitaplarımı sıranın üzerinden aldım
tam o sırada kafamı bir kaldırdım bilinmeyenli x,y ! Bu günden beri bu adamın derdi
ne anlamadım ki kendi kendine saklambaç mı oynuyor dershanede napıyo adam hiç
piyasa da yokken bir anda karşıma çıkıveriyor.Neyse ben biraz şaşkın halde bir
müddet ona bakakaldım sonra da :
-naber
hocam yeaa gitmediniz mi siz eve? Dedim.Ama bir yandan da içimi bir korku
kapladı çünkü karşımdaki adam sanki o 3 saate önce yanımda zıplayıp göbek atan
hocam değil de; daha başka daha ciddi bir insan vardı karşımda bakışlarından
anladığım kadarıyla sanırım bana bir şeyler demek istiyordu.
- Eğer izin
verirsen seninle biraz konuşabilir miyiz? dedi ve sonra da gidip sınıfın
kapısını kapattı .Beni bir korku bastı ahan da dedim sıçtık zikicek mi beni bu
burada napacak hiçte öyle bir tipi yok ama bu erkek milletine de güven olmaz.
Neden kapıyı kapattı ki? Off kahretsin napcam lan ben şimdi binanın da en üst
katındayım herhangi bir durumda kendimi kurtarmak için camdan atlasam ölürüm. Çığlık
atsam kimse yok bütün herkes gitti bir tek en alt katta bürodaki deli bedri var
oda şuan Allah bilir 31 çekiyordur. Bir anda manevra yaparak sınıftan mı kaçsam
ama o da tam kapının önünde duruyor yakalar beni hem bütün koridorlarda dahil
olmak üzere her yerin ışıklarını söndürmüş o karanlıkta merdivenlerden
düşebilirim sadece koridorun sonundaki bizim sınıfın ışığı yanıyor.Allahım yeaa
çığlık mı atsam napsam niye kaptı ki bu kapıyı şimdi.Ben gözlerim korku dolu
ürkek bir şekilde :
- Evet
tabikide hocam sizi dinliyorum.
- anlamadım
?
- Bak seni
ilk gördüğüm andan beri düşünüyorum biliyorum bu bizim için pek uygunsuz düşecek
ama eğer izin verirsen seni yakından tanımak istiyorum. Seni ilk gördüğüm andan
beri unutamadım sürekli dershanede seni takip ediyorum biliyorum kızacaksın
hatta bir o kadarda şaşıracaksın sonuçta ben senin öğretmenin sayılırım ama gözlerini
gözlerinden alamıyorum dedi.
Ben bir an
şoka girdim gene beynim çalışmamaya başladı,karnım sancılandı ve gazlanmaya
başladım.Tamam onun benden hoşlandığının zaten farkındaydım ama yuh yanii bu
kadarını da beklemiyordum öğretmen sonuçta.Ona “sizi anlıyorum” dedim fakat onu
bir türlü anlayamıyordum çünkü şaşırmıştım sonuçta benim hocam yani onu geçtim her
şeyden önemlisi beni gerçekten sevebilecek miydi? Bana değer verebilecek miydi?
Sonuçta birbirimizi tam olarak tanımıyoruz bile.
Neyse biz
bu bilinmeyenli x,y ile baya konuştuk kaynaştık bir kafe de çay içtik daha dorusu
o çay içti ben koca bir bardak dolusu su içtim bu olayın üstüne.Arabası olduğu
için evimin başındaki kimsenin görmediği karanlık bir yerin orada bıraktı beni
çünkü evimin önünde bırakırsa 1 yıl
boyunca mahallenin dedikodu yapılacaklar listesinin birinci sıralarında konu
başlığı olabilirdim.Sonra da ben evimin kapısında içeri girene kadar bana baktı
başıma bir şey gelmesin o sıra da diye. Lülürük saçlı zibidi gongalesim benim
ya o an ona tamamen aşık olduğumu anladım minnak taşaklı falan hepsi aklımdan
bir an toz duman olup uçup gitmişti onun o bana çektirdiği bütün acıları,
birlikte yaşadığımız o anları tamamen unutmuştum. Akşam da telefonda
mesajlaşıyoruz falan bana ne kadar aşık olduğunu ve başına ilk defa böyle bir şey
geldiğini söylüyor bende gülüyorum canım yaa kıyamam ben sana artık ben
yanındayım gibi baştan sağma sözler söyleyerek onu teselli ediyordum. Fakat o
gece rüyamda minnak taşaklıyı gördüm sanırım bilinmeyenli x,y ile çıkmam bir
hataydı ve bilinç altıma kadar işlemişti onu o kadar çok özlemişim ki odama
geldi hafif ve isteksiz bir şekilde gülümseyerek karşıma oturdu elini ile
kafası karışık bir şekilde ağzını kapatarak "sen ne yaptığının farkında
mısın ?" dermiş gibi gözlerimin içine sadece bana özel olduğunu sandığım
bakışınla baktı, yüreğinde bir burukluk gözlerinde ise hüzünlü bir bulut vardı.Sonrasında
ise ağlayarak uyandım..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder